Insan ruh ve bedenden meydana gelmistir. Bedenin ihtiyaclari
nasil yemek, icmek, uyumak vs. ise ruhun da ihtiyaci ve
gidasi ibadettir. Ilahi mesajdan mahrum kalan insanlar bile tarih
icerisinde kendilerine ozgu ibadet sekilleri gelistirmistir
SOZLUK anlami, "kulluk etmek, boyun egmek" olan ibadetin terim
anlami ise, "Alah'a saygi ile boyun egmek ve emirlerine itaat etmek"
diger bir ifadeyle "iyi niyetle yapilan ve yapilmasi ile sevap
kazanilan herhangi bir istir" diye tarif edilmistir.
En guzel bir bicimde yaratilan ve hicbir canlida olmayan
niteliklerle donatilan insanoglu kendisine bu guzellikleri bahseden
yuce yaraticisina karsi kulluk vazifesini yerine getirmekle yukumlu
tutulmustur. Bu gorev de ancak ibadet etmekle mumkun olur.
Tarifinden anlasilacagi uzere, Allah rizasi gozetilerek yapilan
butun mesru hal ve hareketler birer ibadettir.
Insan ruh ve bedenden meydana gelmistir. Bedenin ihtiyaclari
nasil yemek, icmek, uyumak vs. ise ruhun da ihtiyaci ve gidasi
ibadettir. Ilahi mesajdan mahrum kalan insanlar bile tarih
icerisinde kendilerine ozgu ibadet sekilleri gelistirmistir.
Kendisine ibadet yapilacak yegane varlik Yuce Allah'tir. Allah'a
muhatap olma serefine yukselen tek varlik ise, insandir. Cunku insan
akil gibi en kiymetli nimetle donatilmis, kendisine anlayis,
kavrayis, konusma gibi yetenekler verilmistir. Oyleyse, kendisine bu
yetenekleri veren Yuce Allah'a sukretmesi gerekmektedir. Sukran
ifadesi de ibadetle olur. Ibadet, imanin susu, takviyesi ve Allah'a
kul olmanin isaretidir. Bir ayeti kerimede, "Sizi yaratan, sizin
icin kulaklar, gozler ve kalpler vareden O'dur. Ne az
sukrediyorsunuz," (Mulk-23) buyrularak sukretmemizin, geregi
vurgulanmistir.
Rabbimiz, emir ve yasaklariyla insanligin yararini gozetmistir.
Mutlaka her emirde bir yarar, her yasakta da bir zarar vardir. Bu
itibarla, Allah'in yapmamizi farz kildigi ibadetleri yerine
getirmeye ozen gostemeliyiz. Nitekim, "Ben cinleri ve insanlari
ancak bana ibadet etsinler diye yarattim" (Zariyat-56) ayetinde de
Yuce Allah (C.C) yaratilis gayemizin ibadet etmek oldugunu beyan
etmistir.
Trafik, is guclugu, saglik, egitim, ekonomik sikinti, stres,
gurultu, cevre kirliligi gibi agir hayat sartlarindan bunalan
gunumuz insaninin, yaraticisi ile manevi bag kurmasi, O'na yonelmesi
ve O'na siginmasi psikolojik rahatlama saglayacaktir.
Bu bakimdan Peygamberimiz'in, "Islam dini bes temel uzerine bina
edilmistir. Allah'tan baska ilah olmadigina ve Muhammed'in O'nun
kulu ve resulu olduguna sehadet etmek, namaz kilmak, zekat vermek,
Ramazan orucunu tutmak ve hacca gitmek..." seklinde ifade ettigi
ibaretlerin tamaminin ozunde bireysel ve toplumsal mutluluk ve
dayanisma hedeflenmistir...
Mutlu insan Allahiyla, kendisiyle, ailesiyle, mensubu bulundugu
toplumla, cevresiyle milleti ve devletiyle barisik olan insandir. Bu
ozellikleri ise insan, ancak ibadetlerin kendisine kazandirdigi
engin anlayis sayesinde elde edebilir. Insan, ibadetleri sayesinde
deger kazanir ve Allah'a kul olmanin hazzina varir. Bir ayette, "Ey
Muhammed, de ki: Ibadetleriniz olmasa Rabbim size ne diye deger
versin" buyurmustur. (Furkan-77) Insanin gonul dunyasini imar eden,
kendisiyle barisik yasamasini ongoren ibadetleri yuce Yaraticimiz
emretmis ve Peygamberimiz de uygulayarak ornek olmustur.
Oyleyse ibadet ruhun gidasi ve manevi hastaliklarin ilacidir.
Allah'in en serefli varlik olarak yarattigi insanin, sukur ifadesi
olarak Allah'a ibadet etmesi gerekri. Ibadetler ayni zamanda
insanin; yaraticisi, cevresi, ailesi, devleti, milleti ve kendisiyle
barisik yasamasini saglar. Hayatinda bu yolla mutlu olmus
insanlardan meydana gelen toplumlar da mutlu ve huzurlu olurlar.
Insanlar hangi teknik ve maddi imkanlara kavusurlarsa kavussunlar
ibadet etmeye muhtactirlar.
Kuran'da ve sunnette ibadet etmenin olcusu, onemi ve sekli
bildirilmistir. Peygamberimiz en guzel bir bicimde uygulayarak
bizlere ornek olmustur. Kisacasi bizler de peygamberimizi ornek
alarak ibadetlerimizi eksiksiz yerine getirmeye gayret etmeli,
cocuklarimizi da ibadete tesvik etmeli ve huzurlu bir toplum
olusmasinda bize dusen gorevi yerine getirmeliyiz.
MEHMET NURI YILMAZ